Genel müdürün sorumluluğu, yalnızca bir yönetici olarak kendisine verilen belirli görevlerin ihlaliyle ilgilidir. Bu durum, bir anonim şirketin yönetim kurulu üyelerinin Alman Anonim Şirketler Kanunu'nun (AktG) 93. Maddesi uyarınca sorumluluğu için de geçerlidir. Aynı durum, Alman Anonim Şirketler Kanunu'nun (AktG) 93. Maddesi'ne göre modellenen Alman Limited Şirketler Kanunu'nun (GmbHG) 43 (2) Maddesi uyarınca genel müdürlerin sorumluluğu için de geçerlidir.
Çeşitli sorumluluk sebepleri arasındaki ayrımın önemli pratik sonuçları olabilir. Özen standardı ve ispat yükünün dağılımında farklılıklar vardır. Genel kurallar kapsamındaki sorumluluk, "iş hayatında gerekli özeni" gerektirirken, Alman Limited Şirketler Kanunu'nun (GmbHG) 43 (1) maddesi kapsamındaki kurumsal sorumluluk, "tedbirli bir iş adamının özenini" gerektirir. Ayrıca, Alman Medeni Kanunu'nun (BGB) 280 (1) maddesi kapsamındaki sorumlulukta, genel müdür yalnızca kusurla ilgili ispat yükümlülüğünü taşırken, Alman Limited Şirketler Kanunu'nun (GmbHG) 43 (2) maddesi kapsamındaki sorumlulukta, görev ihlali konusunda da kendini aklaması gerekir.
İlginçtir ki, bu davada Zweibrücken Yüksek Bölge Mahkemesi, şirket içi tazminat ilkelerini, genel müdürün yönetim kuruluna özgü olmayan bir görevi ihlal etmesine de uygulamıştır. Genel müdür, hafif ihmalkâr davranmış olsa bile, ortaya çıkan zararları ödemek zorunda değildi. Şirket içi tazminat, çalışanların işle ilgili faaliyetleri için içtihatlarla geliştirilen iş hukuku kapsamındaki bir sorumluluk hafifletme yöntemidir. Hafif ihmalkârlık durumunda çalışan sorumlu değildir. Bu ilkelerin genel müdürlere veya yönetim kurulu üyelerine de aktarılabilir olup olmadığı literatürde tartışılmaktadır. Hakim görüş bunu reddetmektedir. Ancak, Zweibrücken Yüksek Bölge Mahkemesi, bireysel davalarda genel müdürlere iş hukuku sorumluluk ayrıcalığını uygulamak istemektedir. Genel müdür, örneğin bir gruba bağlı GmbH'nin genel müdürü olarak, eylemleriyle ne kadar bağlıysa, bir devir olasılığı o kadar yüksektir. Temyiz başvurusu yapılmadığı için, bu davada açıklayıcı bir yüksek mahkeme kararı olmayacaktır.
Bu karar, yöneticilerin sorumluluğunun karmaşıklığını vurgulamaktadır ve yöneticiler için D&O sigortasına daha yakından bakmak için bir fırsat olarak değerlendirilmelidir. D&O sigortası genellikle yalnızca yöneticilerin faaliyetlerinden kaynaklanan görev ihlallerini kapsayacak şekilde tasarlanmıştır. Bu, görev ihlali bir yönetici faaliyeti olarak sınıflandırılmayan bir yöneticinin sigorta kapsamında olmayabileceği anlamına gelir. Bu nedenle, bireysel sınıflandırma, sigortacının sorumluluğunda sorunlara yol açabilir.